ŞEYTAN & HİZB’İNİN ISRARLI MAKSADLARI

Kitap, yani Qur’an’il Hakîm; Allah katında Adem SvS’dan beridir, tek din olan İslâm Din’inin, son nebi ve resûl’ü olan Muhammed SvS’a, Mekke şehrinde, 14 asır önce inzal olunmuştur. Resulullah Efendimizin gönlüne inzal buyurulan bu mübarek kitabımız, 23 yılda tamamlanmıştır. Boyutsuz olarak kalbe inzal olunan bu kutsal hitab! İman erenlerinin de yardımları ile ezberlenerek yahutta yazıya geçirilerek, elden ele ve gönülden gönüle, taa günümüze değin bizlere ulaşmış-ulaştırılmış bulunmaktadır.

İlk insan olan Adem SvS’dan beri hep aynı din! tebliğ ve risalet olunmuştur. Bütün elçiler hep aynı davanın kutlu temsilcileri olarak görevlerini başarı ile tamamlamışlardır! Bu hususu, kitabımız qur’an’da geçen hitablardan kolayca anlayabilmekteyiz. Hatta her bir elçi, özellikli olarak bir çok vasıfları ile övülmektedir. Bunlarda da bizler için derin dersler ve tecrübeler aktarılmış bulunulmaktadır! Ortak bir payda olarak görmekteyiz ki, geçmiş topluluklara devamlı olarak, Allah C.C’ün kelamı tebliğ olunmuştur! Fakat bütün bu ekstra rahmet sunumlarına karşı olmak üzere, sanki her bir topluluk mütamadiyen sözbirliği etmişcesine, devamlı tekzip etme yoluna başvurmuşlardır! Burada, olayın arka planına kitabımız qur’an’il hakîm’den baktığımızda, insanın ezeli düşmanı olan iblis-i lâin’in ve yandaşlarının, bu örnekte büyük dahillerinin olduğu hususu defalarca açıklanmaktadır! Hatta, iblis’in bir ahdinden de bahs olunmakla, şöyle ki; “[007.017] [IK] Sonra andolsun ki; onların önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından geleceğim. Ve Sen, onların çoğunu şükreder bulmayacaksın!”. Görülmektedir ki, muhatabımız(şeytanlar) birebir insan markajı sistemi ile mücadele etmektedirler!

Allah’ın boyası ile boyanmadan(Dini Allah’a has kılmak) ve maneviyat&dua zırhına girmeden, bu saldırılardan kurtulmak gerçekten çok çok zordur! Hatta imkansız dahi denilse akla ve bilime ters düşmez bir realitedir. Sosyal Bilimlerin konusu olan, toplumsal şiddet ve ahlâkî zaafiyetlerin seyri olayları gözlerimiz önünde iken! Hatta dinsel amaçlı terör olayları da bu kefede değerlendirilmelidir! Şu husus unutulmamalıdır ki, Allah C.C Hazretlerinin Dini, sana-bana dolayısıyla hiç kimseye muhtaç değildir!(29/6). Biz muhtacız ve Bizler muhtacız! Allah C.C Hazretleridir mutlak mustağni olan! O’dur Es Samed! Her yaratık, O’na muhtaçtır! Son kitab olan qur’an’il hakîm, elbette ki kendinden önceki Kitapları&Elçileri tasdik etmektedir! Ve hareket noktası olarak da kendi vatanı ve memleketi olan, Mekke Şehrinden start verilmiş bulunmaktadır!

Allah’ımıza hamd ve şükürler olsun ki! Dinimiz, qayyim ve qıyamda olan bir dindir! Şeytanlar tarafından ise bu dinin gerçekleri daima saptırılmaya çalışılmıştır ve halen de devam etmektedirler! Misal olarak; Emevici&Süfyani itikadın günümüz müdavimlerini verebiliriz; Yahudileşmiş ve daha da özel bir ifade ile Ehli Kitaplaşmış! Günümüz Müslümanlığının bu vahim haline, daha diyecek pek çok sözümüz olacaktır inşaAllah! Nasıl ki, Ehli Kitab olanlar; hadisler(mişna’lar-şunun bunun İncilleri vs.) elinden boğulmuşlar ise günümüz Müslümanlığı da aynı vehametin içerisinde kıvranıp durmaktadır! Aslolanın Allah C.C Hazretlerinin kelâmı olan, Qur’an’il Hakîm olduğu! Ve her türlü hal ve itikadlarımızın da bu kitaba uygun olarak dizayn edilmesi gerektiği hususu artık iyice anlaşılmalıdır! Dinin, Allah’a has kılınması ölçeği! İşte, bu minval üzerinden hareketle mümkün olabilecektir. Ve bundan başka bütün dini verileri elimizin tersi ile itmedikçe, şeytanın dümenlerinden çıkmamız asla mümkün olamayacaktır!

Ve namaz, yani doğru iqame edilmesi emredilen bu zikrden sayılan biricik ibadetimiz, özellikle muhafaza edilecek ve gelecek nesillerimize de kitabımızdakine(Qur’an) uyar şekli ile aktarılacaktır inşaAllah. Bu emr ve emanete sahip çıkacak olan musalli kardeşlerimize, biz kardeşlerinden “Selam” olsun.. Arabistan çöllerinin bedevi kitabı olarak takdim edilen! Kitabımıza yönelik! şeytanî iftiralara karşı ise; 2/119,3/96,108,12/104,21/107,25/1 ve daha bir çok ayeti ortaya koyuyoruz! Vesselâm..

Zikr’in; muhafazası istenen husus olması özelliklidir! namaz ve zekat atbaşı gitmekte örneklerden de görüleceği üzere! Sen her işini Allah rızası için yaparsan zaten ondan gafil olmuyorsun! gafil olmak istesen bile olamazsın zaten! Daimi zikre aday olan tüm mü’minlere, bir ölçek olarak zikrin önemi vurgulanmaktadır, yani ne halde bulunmamız gerektiği, bizlere örneklerle açıklanmış ve bu başarımın övgüye değer bulunduğunu görmekteyiz. İş yoğunluğu ve çeşitli meşgalelerin de bizleri Allah’ı zikr’den alıkoymaması gerektiğini, ayetteki ifadeden kolayca anlayabilmekteyiz. Allah’ımızı zikr etme eylemlerimiz! Hayatımızın tüm anları dahil olmak üzere tamamına şamil olmalıdır. Ve her işimiz de Allah için olduğunda, artık bizlerden gaflet uzak olacaktır inşaAllah! Her hal ve fiilimizde Allah C.C Hazretlerinden gafil olmamaya azami dikkat göstermemiz gerekmektedir.

Allah C.C Hazretlerini hakkı ile bilmek, doğru bilginin kaynağı olan qur’an’dan geçmektedir. Doğru bilgi ise doğru imana sevk edecektir. Doğru iman sahibi olan bir mü’min’de ise akl-ı selim hakim olacaktır. Akl-ı Selim ise bir mü’min kulu; daimi zikre, ibrete, insafa, qur’an ahlak’ına, Allah sevgisine, Allah için sevip ve yine Allah için tavır almaya, Allah’ı hakkı ile bilmekten kaynaklanan! Allah korkusuna ve devamında ittika’ya ve nihayetinde de haşya’ya, Salih amellerde bulunmaya, iyilikler üretmede yarışa, daimi sulh ve sükun haline, kısaca Allah’ın rızası yolunda neler gerekiyorsa! O iş ve fiillerde bulunma halini devam ettirir bir tercihte, daimi olma realitesini hayatının her anına hakim kılar.

Daimi zikre sahip olan Resulullah Efendimize layık ümmet olmak, Allah’ımızın: “kullarım üzerinde hakimiyetin yoktur” dediği! kullarından bir kul olmaktır en büyük ülkümüz, inşaAllah! Şeytan ve hizb’inin hakimiyeti ancak, onları dost ittihaz edinenler ile Allah’a şirk koşanlaradır! Böylesi bir aqıbetten Rabbimize sığınırız inşaAllah.
Cennet emlakçılığı olarak! Ehli kitabların şöyle bir iddiası vardı, kendilerinden başkası yani Yahudi yahutta Hıristiyanlardan başkası, cennet’e giremeyecek şeklinde söylemekte idiler! halen de söyledikleri gibi!... Ehli Kitaplaşmış! bizim İslam coğrafyasında da böylesi durumlara rastlamamız, onlarla büyük bir benzerlik göstermektedir, şöyle ki; kendi cemaatleri dışındakilerin ziyanda olacakları gibi bir hezeyan ve kuruntu içerisinde olan büyük bir kitle mevcuttur.

 Bunu makro planda, mezheplerde görmekteyiz! Ehli Sünnilik veya Şia mezheplerinde de böyle bir kuruntu mevcuttur, kuruntu diyoruz çünkü, onların Allah’dan bir delilleri mi vardı da böyle konuşmaya yahutta beklentiler içerisinde bulunmaya kendilerini mezun görebiliyorlar? Mikro planda da, küçük gruplarda yahutta tarikat benzeri yapılaşmalarda veya cemaatlerde, böyle bir kuruntunun açıkça söylenmese de! aralarında şeytan fısıltısı şeklinde dolaştığını dikkatli her bir kişi anlayabilir diye beklemekteyiz.

Böylesi yapılarda daima şeytanın etkisi yahutta nüfuzu kendini göstermektedir! Dikkatli bir mü’min bu sözleri gayet iyi anlayacaktır. Zira onun referans aldığı Allah’ın kitabı yani korunan zikr’den başkası değildir! Zikr’de bizlere, böylesi kitabdan uzaklaşmaların ve hadisler arasında boğulmaların arka planında, azılı düşmanımız iblis-i lain ve ordularının olduğu bildirilmektedir. Bunları söylerken, bizlerin de kurtulduğu yahutta yerimizin cennetlerde hazır olup, bize bekletildiği gibi bir kuruntu yahutta hayale, insanlarımızı beklenti içerisine sokmaya! asla bir niyetimiz veya beklentimiz olmayacaktır. Doğru olanın Allah kelamı qur’an olduğunu ve ona bağlanmanın, insanları asla zarara uğratmayacağını insanlarımıza haykırıyoruz, inşaAllah!...

Ezeli düşmanımız olan şeytan-ı lâin! bizlere gelirken, Allah düşmanlığı yaparak yahutta Allah yoktur diyerek gelmemekte maalesef! Onun planları daima bizleri şirke sokmaya yönelidir! Bunun arka planındaki niyet ise; sadece ve sadece! Bizleri Allah’ımıza karşı gaflette bırakmak ve ahırette de bizleri kendi peşinde olarak haşr edildiğimizi görmektir! Çünkü, Allah C.C Hazretleri ile bir mühlet ister ahid talebi olmuştu ve kendisine de bu süre verilmişti. Onun iddiası şöyle idi: insanları azdırıp saptırmak ve insanların Allah’a şükür etmemesini sağlamaktı! Bunun da bir istisnası var idi! Allah C.C Hazretleri: Kullarım üzerinde senin bir etkin olmayacaktır! Şeklindeki emri gereği idi.

Kullarım! Lafzı ilahisinde geçen ayrıntıya bakmamız, büyük önem arzetmektedir! Ayette geçen bu istisna kelamında şu hususdan bahs edilmiştir: İhlasa erdirilmiş ve Allah’ı Dost ve Mevla kabullenmiş, Muhlis veya Hanif Kullar! Bunların yegane özellikleri ise; Dini Allah’a has ve halis kılmaları olarak belirtilmekte olup, Allah’a karşı asla ve asla! şirksiz bir imana sahip olmaları, Allah’ın sözünden başka bir kelama asla itibar etmemeleridir. Bu kulların, daimi Allah düşüncesinde olmalarından dolayıdır ki, üzerlerinde asla ve asla şeytanların hakimiyeti mevcut olamamaktadır!

Daimi zikrin sahibi olan Resulullah Efendimize, buradan salat ve selam olsun biz kardeşlerinden, inşaAllah! Ve onu makam-ı mahmud’da görmektir muradımız, inşaAllah! Ve o kutlu elçinin, qur’an’dan uzaklaşanları bizzat şikayet edeceğini yine kitabımız qur’an’il hakim’den anlamaktayız! Ama ona gönülden bağlı olup, getirdiği Allah kelamından başkasına itibar etmeyen gerçek sevenleri yani dostlarına ise duası olacağını da Allah rızası için ümit etmekteyiz, Allahu Ekber! Şefaatin sahibi olan alemlerin Rabbi olan Allah C.C Hazretleridir! Allah C.C Hazretleri ise dilediğine şefaat yetkisi verendir, El Hamd-u Lillah!

Devamında ayetlere dikkatli baktığımızda ise! İblis’in zannında haklı çıktığı buyurulmakta olup! Bunda da bir ayrıntı belirtilmekte, şöyle ki; mü’minlerden bir fırka HARİÇ! olmak üzere diye bir bilgi verilmiştir. Müslüman~Amenu~Mü’min~OLDUK! ama YETMEMEKTE maalesef! Onların~İnsanların! iman ettikleri, ama şirk yapmaksızın iman etmedikleri! gibi bir hitab da varken! insan ister istemez kendini sorgulama gereği duymaktadır!
Mü’minim~Mü’miniz Hamd olsun deyip dururken üstelik! Mü’min olmanın da yetmediği yani şeytanın pekala hükmü hakimiyeti altına aldığı-alabildiği-alabileceği! ALLAH KORUSUN!!![AMİN] BİZLER!=NEFSLER!= BİLİNÇLER! in bu hazin aqıbetten kurtulabilmemizin, tek ama tek yolu! ALLAH C.C Hazretlerine, tam bir Muhlis&Hanif Kul Teslimiyeti ile bağlanmak yani ŞİRKSİZ İMAN! ile DİNİ; ALLAH’A HAS KILMAKTIR!..

Şu; emevi vd.lerinin uydurdukları hadis masallarına! şu mezhebe! şu imama yahutta şu mürşide! şuna-buna! vd.lere göre iman-itikad-amellerimizi, onlara-onların isteklerine göre tanzim ve iqame edersek! Dinimizi onlara has kılmış olmaktayızdır maalesef!.. Zira, her kim Rahman olan Allah’ın Zikr’inden yani Qur’an’dan yüz çevirip hicret ederse! Bilsin ki ona bir şeytan dost olmaktadır! Ve ona yaptıklarının tamamı hoş gösterilmekte! O da kendini doğru yolda sanmaktadır maalesef!

Euzü Billahi min eşşeytanir racim ve Bi İsmi ALLAH! ER RAHMAN! ER RAHİYM! ALLAHU EKBER!
Unutulmamalıdır ki; ŞEYTAN-I LÂİN! Bizim yani İnsan’ın, EN BÜYÜK DÜŞMAN’IDIR!.. Ve ona tabi olan yahutta hükmü altına aldığı, insan ve cinlerden olanların tamamını, Cehennem adlı mekâna dolduracağını, Allahû zûl Celâl Hazretleri! El Qur’an’il Hakîm’de bildirmektedir!..

BİZ İNSAN'LARIN İLÂH'INA İLAH'ımın deryası aldı! her işi, hülyalarımı, Derya sandıgım! meger ki EMR'den imiş!. HÛ! diyerek, HAQQ'ın! divanında duram, Zakîrce; bir Bozkurt gibi HÛ~HÛ! çekem!. HÛ deyûp her daîm ZİKR'eylesem! Yusuf gibi zindanlarda SABR'eylesem! İbrahim olup KIRarken PUT'LARI, Muhammed gibi hep EHAD desem!. Biziz RABBımızın sırrı, Selâm ey El BATIN! Sır olanın sırrı RABBımız! Selâm ey El ZAHİR! VARlığından başka, VAR yok idi! ey El EVVEL! OL demenle OLan, ÖL demenle ÖLü, ey El AHİR! RAHMAN sıfatınla merhamet eden SEN! REZZAK sıfatınla yediren-içiren SEN! ALÎM sıfatınla ilim veren SEN! Herşeyi yoktan VAR eden Sen'sin SEN! Merhametin için, ŞÜKRü için SECDEler etsem, REZZAKlığının ŞÜKRü için öksüzler doyursam, ALÎM'liğinin ŞÜKRü için ÎLMimi paylaşsam, Yine de kâfi gelmez AFFETmezsen SEN! El AFÜVV! SANA Abid olmak Murad'ım, Hanif'in Muhlis'in olam! Kulum de bize, ey El MUIZZ! Ahmed'inin ahlâk'ından VER! Şeytan ve Hizb'inden bizleri ayır, ey El MÜZİLL! El KAHHAR! En Güzel İsimlerin Sahibi Olan RABBim! ya HAQQ! ya ALLAH! Nuh'a "Yeryüzünde zalim bırakma" dedirtene İbrahim'e "Alemlerin Rabb'ine teslim oldum" dedirtene Muhammed'e Hira'da "IKRA Bi-izni Rabbik" dedirtene Gurban ben gurban olam.........

[H]anif [U]lus


Ana Sayfa